Çocuklarla İletişimde Pozitif Dil Kullanın

Çocuklarla İletişimde Pozitif Dil Kullanın

Anne ve babalar zaman zaman çocuklarının herhangi bir davranışı değiştirmesini istediklerinde ya da sınır koymaya çalıştıklarında farkında olmadan kullandıkları dil ile çocukları ile aralarında bir çatışmaya girerler ayrıca negatif dil çocukta kafa karışıklığı yaratır,cesaretini ve özgüvenini zedeler.

Negatif dil kullanmak çocukta kafa karışıklığı yaratır

Çocuğunuza “dur,yapma,bağırma..vs.” gibi olumsuz bir dille uyarılarda bulunduğunuzda çocuğunuzun “doğru davranışı” anlamasını güçleştirmiş olursunuz. Çocuğunuzdan herhangi bir davranışını değiştirmesini istediğinizde çocuğunuzun zihninden sizin düşündüğünüzün aksine yapması gereken davranış canlamaz. Çocuk neyi yapmalı neyi yapmamalı net olarak anlayamaz.Açık olmanız,ne istediğinizi söylemeniz iletişiminizi kolaylaştırır.

“Koşmak yok” YERİNE “Lütfen yavaş yürü”

“Onu fırlatma” YERİNE “Elindekini yerine bırakmanı istiyorum” gibi cümleler kullanabilirsiniz.

Sık sık negatif dil kullanmak çocuğun cesaretini ve özgüvenini zedeler

Sürekli “yapma,etme,gitme” şeklinde katı bir uyarıma maruz kalan çocuklar bir süre sonra eleştri ya da olumsuz söylemlere maruz kalmamak için yeni şeyler denemeyi bırakabilir. Bu süreç daha da uzadığında kendi içinde başarısızlık hissi yaşayabilir,yapabileceğine olan inancı azalır ve özgüven eksikliği yaşamaya başlar


Negatif Dilden Pozitif Dile

Daha rahat iletişim kurmak,sakin kalmak,kural koymak ve bir uzlaşıya varmak için aşağıdaki birkaç adımı izleyebilirsiniz.

İnatlaşmayın, açıklayın

Ebeveynler, çocuklarının isteklerini yerine getirmemesi durumlarında bazen öfkelenebilir,tahammül edemeyecekmiş gibi hissedebilir yahut örneğin çocuğunuzun düşmesinden endişelendiğiniz için atlamasını istemediğinizde endişelenebilir  ve bunlara bağlı olarak katı bir tutum sergileyebilirsiniz. Her ne şekilde olursa olsun çocuğunuzun davranışını direkt olarak engellenmeniz inatlaşmaya ortam sağlayacağınız anlamına gelir. Kısıtlayıcı olmak yerine duygunuzu paylaşın.

“Oradan bir daha atlaman yasak!” YERİNE “Oradan atlayıp düşersen canının yanacağından endişeleniyorum”

“Sakın o kediye dokunma” YERİNE “Sanki biraz kirlenmiş bu kedicik.Uzaktan sevelim onu “

gibi ılımlı iletişim cümleleri kullanabilirsiniz.

Korkutmayın

“Hayır oraya gitme,babana söylerim sana kızar”
“Sana iğne yaptırırım”
“Sessiz olalım,doktor amca bize çok kızar”

Bunlar gibi söylemlerle gün içinde belki onlarca defa karşılaşabiliriz.Ancak çocuğunuzu korkutarak bir şeyler yapmasını engellemek o an için sizi rahatlatan bir durum olsa da çocuğunuz için durum pek de öyle değildir. Çocuğunuzu korkutarak sınır koymaya çalıştığınızda gerçek dışı korkulacak kişi ya da olaylar yaratıp çocuğunuzda ciddi bir stres oluşturursunuz. Ayrıca sizin için basit gibi görünen bu söylemlerden dolayı çocuğunuz siz fark etmeden gün içinde belki korkuyu devam ettirebilir ve uzun süreli stres yaşayabilir.

Bir diğer durum ise, çocuğunuzun sizi otorite figürü olarak görmesini engellemiş oluşunuzdur. Anne ya da baba sözünü dinletemediği için üçüncü bir kişi ya da nesne ile çocuğu korkutarak davranış değişikliği beklediğinde ve bu devamlı hale geldiğinde anne ve babanın kendi otoritesi azalır ve çocuğu sakinleştirmek için hep üçüncü kişilere ihtiyaç duyulur.

 

Yalan Söylemeyin

Çocuğunuza yalan söyleyerek sınırları dış dünya aracılığı ile çizmek çocuk açısından anne ve babanın güvenirliğini sarsar ayrıca gerçek dünyanın birçok getirisini anlamasını zorlaştırır.

“Bu çikolatayı alamayız çünkü paramız yetmiyor” demek çocuğa kalıcı bir sınır çizmek değildir. “Bugünkü çikolata hakkını doldurdun ama istersen yarın alabiliriz” gibi bir açıklama yapmak çocuğun gerçek dünyanın sınırlarıyla tanışmasını ve her zaman her şeyi elde edemeyeceğini anlamasını sağlar. Size olan güvenini de sarsmamış olursunuz ve pozitif bir dille sınır koymayı başarırsınız.